19 Ekim 2012 Cuma

altuğ artık 33 aylık:))







33 aylık bebek kendini bir imparator sanıyordur. Her şey onun direktifi altındadır, o her şeyin sahibidir ve ne derse hemen yapılmalıdır!! Tipik bir çocuk gelişim sürecinde bu tür davranışlar görülebilir. Sizin görevinizse onu demokrasiye yaklaştırmaktır. Hiçbir imparatorluk bir günde gerçek bir demokrasi olmamıştır. Bu evrensel kural sizin küçük politikacınız için de geçerlidir. Ona  ‘’teşekkür ederim,’’lütfen’’ ve ‘’getirir misin?’’ gibi kelimeleri öğrettikçe bir kraldan çok, insan haklarına saygılı bir şovalyeye çevirebilirsiniz onu. Ayrıca siz ve onun çevresindekilerin de sürekli emir veren pozisyonunda olmamasını sağlayın. Sizlerden gördüğü nazik yaklaşımların taklidini çok kısa sürede yapmaya başlayacaktır.

Altuğ da evimizde ve annanesinde krallığını ilan etti. Hatta ben ona evimizin , sokakta dolaşırken dikkat etmesi gereken kuralları hatırlattığımda pek hoşuna gitmese de, uymaya çalışıyor. İlk bir şeyi nasıl yaparsak hep aynı olmasını tercih ediyor. Sanırsam; yapı olarak kurallara uyan ve kuralcı bir çocuk olacak. Amcaları öyle. Belki genetik faktör burada devreye giriyor belki de çocuklar rutinleri seviyor. Buna karar veremiyorum. Esasında kuralcı olması iyi ama biraz da büyüyünce esneklikleri olmasını tercih ederim. Bakalım...
''Teşekkür ederim, sağol,lütfen ''gibi kelimeleri sürekli kullanıyoruz. Onun da kullanmasını istiyoruz. teşekkür ederim cümlesini biliyor, nerede kullanacağını da biliyor.. Ama söylemek pek istemedi şimdilik. Lütfen çok kullandığı, bazen lütfen lütfen diye yalvarıyor minnoşum:))

Bir de 3 yaşına yaklaşan bebeğe seçenekler sunmak iyi bir fikir olabilir .’’Sen elma mı yemek istiyorsun, portakal mı’’ diye sordukça onun için demokrasiyi öğretmiş olursunuz. Çünkü diktatörlüklerde seçenek yoktur!!

Bunu başka birt yerde de okumuş ve uzuznm bir zamandır uygulamaya çalışıyorum. İki tercih sunup, onun tercihini yapmaya çalışıyorum. Özellikle kıyafet konusunda.. Böylelikle hem tercih etmeyi, hem de demokrasiyi öğrenmiş oluyor oğluşum:))


Çocuk ve Uyku

3 yaşındaki  çocuk günde ortalama 10-13 saat uyur. Gece uykusu öncesi rituellerinize ve rutinlerinize devam edebilirsiniz. Ama, artık çok sert olmamak lazım. Akşam yatış saatini kendisinin ayarlamasına izin verebilirsiniz. Örneğin çocuk 20:02’de ayakta olmayacak diye bir rutin hem gerçekçi olmayacak hem de çocuğunuzda yeni bir öfke kaynağı olacaktır. (Tabi ki saat 23:00’lere kadar ortalıkta gezinmesi hoş değildir!). Onu odasında yatırırken içeriden neşeli bir televizyon programının sesi geliyorsa ya da o yattıktan sonra sizin evde parti vereceğinizi (!) düşünüyorsa çocuğunuzun bir uyuma düzeni oluşturması daha zor olacaktır.
Bz Altuğ'a hiç bir zaman akşam uykusu için zorlama yapmadık. Hoş bu durumdan dönem dönem şikayet ettiysem, gece geç yatıp, gündüz daha uzun deliksiz uykular oldu Altuğ'unun. Bunun nedeni Altuğ'u az görme korkumdu. İşten gelince yemek, banyodan sonra oyun oynayacağımız, kitap okuyup , kuduracağımız biraz zaman olmasını tercih ettik. Şimdi anaokuluna başladı. Karşı yakada olduğu için 07:00 de evden çıkmış oluyoruz. O nedenle sabah kalkmakta zorlanmasın diye 21:30 da en geç 22:00 da uykuya geçmiş oluyor oğluşum.. Sizin çocuğun , bebeğin uyku ile sıkıntısı varsa www.uykusuzanneler.com a bakabilir, oradan destek alabilirsiniz.

Çocuğunuz öğle uykusu uyuyor mu? Eğer sürdürebiliyorsanız öğle uykusuna devam edin. Çocukların, yetişkinlerden daha kolay yorulmaları normaldir. Ancak yorulduklarında dinlenmeleri için tek çözüm uyku değildir. 3 yaşındaki bir çocuk kitaplara bakarak veya odasında daha sakin oyunlar oynayarak da  kendi kendini dinlendirebilir. Hatta bu yaşlarda yapılan ‘’mutlaka uyumalısın’’ baskısı ters tepebilir.
Bu nedenle yemeklerden sonra onu daha sakin aktivitelere yönlendirmek, onun içindeki rutini ortaya çıkarmasını sağlar. Böylece kendi düzenini kendisi kurmuş olur. Pijamaları giymek, dişleri fırçalamak ve oyun arkadaşını yanına alma rituelleri de devam edebilir. Ama rituellerini artık kendisi yapıyor olmalıdır.
Altuğ öğle uykusu uyuyor. Şimdi okullu oldu. Okulda da öğle uykusu uyuyor. 1,5-2 saat kadar. Öğle uykusu konusunda hiç bir zaman sorun yaşamadık. Evdeyken de ne zaman uyumak isterse o zaman öğlen uyuduğu için üstünde hiç bir zaman bu konuda baskı hissetmedi. Baskıyı biz yemek konusunda yaptık. Halen yemek konusunda sıkıntımız sözkonusu..

Çocuk ve MasallarOnun sakinleşme zamanlarına kitap okuyarak hazırlık yapabilirsiniz. Uyku öncesi yapılan okumalar ’’minik şovalyenin veya prensesin’’ ruh halini yoğun seviyeden, sakine düşürecektir.
  • Resimli kitapları tercih edin, resimlerle okuduklarınız arasındaki bağlantıları ona anlatın,
  • Okurken parmağınızı yazı üzerinde gezdirdikçe, okuma ve takip arasındaki bağı anlayacaktır,
  • Aynı masalı defalarca okumaktan bıkmayın, kitabı onun da okumasına izin verin. O da sizin gibi okumaya çalışacaktır. Onu yüreklendirin,
  • Masaldaki ünlü bazı cümleleri yarım bırakıp onun tamamlamasını bekleyebilirsiniz. Daha önceden tekrar tekrar okuduğunuz cümleleri artık tanıyabilir.
  • Masallardaki kötü karakterlerin onda korku yaratacaklarını unutmayın. ’’Hansel ve Gratel’’ deki kötü üvey anne onlar için travma yaratabilir.  Dolayısıyla daha basit, mümkün olduğunca sevimli hayvanlar barındıran ve mutlu davranışlar içeren masalları tercih edin.
  • Onun ilk doğum günündeki resim albümüne bakmaya ne dersiniz? Eminiz, ‘’büyük erkek ‘’, iki yıl önceki resmini görünce kendiyle gurur duyacaktır.
Kitaplar için odasında özel bir alan belirleyebilirsiniz; ama televizyon için değil. Masalları televizyondan öğrenmesi iyi bir yol değildir. 3 yaşında bir çocuğun odasına televizyon veya DVD yerleştirmek doğru bir davranış değildir.
Altuğ'unun en sevdiği aktivitelerin arasında kitap okumak var. Özellikle resimli ve çıkartmalı kitaplar favorşis. Aylık kitapçı ziyartelerimiz var. Oradan istediğini alabilir. Geçen ay İş Bankası yayınlarından epey bir kitap aldık. Bu ay sadece ziyaret edeceğiz, kitapçıları. Çünkü berbare çalıştyığım doktorum Altuğ için bir sürü yenbi kitap getirmiş. Onlara daha başlamadık bile. Bu ay doktor, diş hekimi ve hastane ile ilgili kitaplar okuduk. Bir de arabalarla ilgili özellikle vinç, dozer, çekici rtesimleri bulunan çıkartma kitapları  okuduk ve oyuncaklarıyla oynadık..
Kitapları mutlaka önce bir elden geçiriyorum. Dövüyor, üvey annei, kötlük gibi ters şeyleri ben okumuyorum. Kendime göre ayarlamalar yapıyorum. Canavar gibi korkunç şeyler için erken olduğunu düşünüyorum.

Bilgi Hapı
Bugün alt kattaki veya diğer apartmanda tek başına yaşayan yaşlı teyze için bir yemek yapın. Bu yemeği çocuğunuzla birlikte ona götürün ve sizin için yaptık deyin. Yaşlı teyzenin bir tebessümü dahi her ikinize de çok şey anlatacaktır. Empati, yardımlaşma, dayanışma ve merhamet çocuğunuz  için artık öğrenilmesi gereken davranışlar. Bu konuda çıtayı çok yüksek tutmayın. O daha çok küçük. Belki bu davranışlarınızın karşılığını 30 yıl sonra alırsınız! Sizi hasta yatağınızda ziyarete sık sık gelecektir.
Bu yukarıdaki öneriyi de mutlaka yapacağım. Oğlumun yardımsever biri olması ne güzel , değil mi???

NOT:
(kaynak:http://www.bebekolay.com/33-aylik-bebek-imparator-olmak/) Bu zamana kadar her ay mutlaka bebekolay sitesine bakıp, yukarıdaki gibi paylaşımlarda bulundum. Çok güzel noktalara değindiklerini düşünüyorum. Benim atladığım şeyleri de yakalamama yardımcı oluyorlar.

17 Ekim 2012 Çarşamba

ALTUĞ'UNUN ANA OKUL MACERASI




Okulun kralı olduğunda aldığı tacı::))Ogün hiç sorun yapmadan, ağlamadan, mutlu geçirdiği ilk gün..




Okulumuzun tavşanları, okula alışma dönemimizde çok yararlı oldular:))


Altuğ , Eylül ayının son haftasında ana okula başladı. Esasında ben 3 yaşına kadar oyun oynayacağı, eğleneceği ama evden de uzaklaşmayacağı bir okul hayal ederken, bakıcı teyzemizle yaşadıklarımız bundan farklı bir karar vermemize neden oldu.
Yaklaşık 2 yıldır evde Altuğ'a bakan ve evimiz de iyi. kötü çeki düzen veren bir kadın var. Ama gerçekten çok zor. Sanırım bizim de şansımız böyleymiş. Çok fena hikayelerde duydum. Bizimkisi çok vahim değil diye düşünürken son gelen teyze ban geçtiğimiz yazı burnumdan getirdi.Bunun üzerine Altuğ'a ana okul arama sürecim başladı. Bana ve anneme yakın olmalıydı ki, sıkıntı olduğunda ,alışma döneminde hemencik yanında olalım.Hal böyle olunca benim iş yerime ve anneme yakın olanlara baktım. İlk tercihim annemin komşusu olan ana okullarıydı. Birisiyle konuştum. Müdüresi çok tatlı bir bayandı. Tertemiz.. Fakat 2 saatlik beraber bir deneme dersinden sonra , öğretmenlerinin ne kadar cahil olduklarını, oyuncakların hemen hepsinin kırık-dökük olduğunu gördüm. iyi ki 2 saatlik deneme dersi istemişim. Ben yapı olarak insanları sorgulamaktan hoşlanmam. Bana anlatılanla yetinmeye çalışırım. O nedenle bu ders çok iyi oldu. Altuğ'uyu sanki Çocuk Esirgeme kurumuna teslim edecekmişim gibi , gariban bir yer gibi hissetti,m. Ve duygum nedeniyle oranın üstünü çizdim.
Sonrasında Balmumcu da çok tanınmış bir anaokuluyla görüştüm. Müdürü, sahibi ve öğretmenlerinin hepsinin 25-26 yaşında olması beni birazcık endişelendirdi. Yanlış olabilir bu düşüncem ama bu nedenden dolayı buradan da vazgeçtim.
Oradan da vazgeçince , kafam epey bir karıştı. Bakıcıdan bir an önce kurtulmak isterken okul bulamadım, Altuğ'a. Bunu çalıştığım doktorumla paylaşınca, o zaman bana şu an gittiği Balmumcu Sevgi Yumağ'ından bahsetti. Arkadaşı çocuklarını gönderiyormuş ve çok memnun olmuşlar: Bunun üzerine görüşmeye gittim. Sağ olsun müdürü benimle sonra gelen eşimle çok güzel ilgilendi. Hiç bir abartı olmadan okuldan ve yaptıklarından bahsetti. Özellikle okulda sadece 2010-2011' lerin bulunması çok hoşuma gitti. Kendinden büyük çocukların arasında zorlanmasını, özellikle bu sene, istemiyordum.Yemek sorunumuzu paylaştığımızda zamanla aşılacağını, tuvalet eğitimi için yardımcı olabileceklerini bahsettiler.Okulu bize gezdirmesi de benden olumlu bir puan aldı. Nedense gezdirmekten pek hoşlanmıyorlar????Kafamızda eşimle olumlu düşünceler oluştuıran Balmumcu Sevgi Yumağ'ına başlatma kararı verdik.
Bence iyi ki de vermişiz. Altuğ alışma dönemi hiç zor geçmedi.3 yarım gün sonrasında okula alıştı. Ve 3. gün okulda öğlen uyudu. Uyandıktan sonra servisle annanesine gitti. Oğlum büyüdü.. Bayram sonrasına kadar 15:0 e kadar okulda olacak. Bayramdan sonra 17:00 e kadar tutmaya çalışacağız.
Okula başladıktan sonra Altuğ da çok güzel gelişmeler oldu.Kendini çok daha güzel ifade ediyor. Şarkı söylüyor.Daha da bir sürü şey..
Oğlum büyüdü ve ben çok mutluyum:))

15 Ekim 2012 Pazartesi

ALTUĞ İÇİN YENİ YEMEK DENEMELERİM:))

Altuğ çok iştahsız bir çocuk. Ne yaparsam yapayım bir gün güzel yerse diğer gün aç geziyor. O nedenle de zargana gibi, zayıf...Allah'tan boyu iy,i uzuyor da sorun etmiyorum....18 aylıkken başladı ve dönem dönem alevlenerek devam ediyor.
Kendi kendine yemeyi sevdiği için özgür bırakıyorum. Millet 3 köfte yerken beyfendi 1,5 la karnını doyuruyor.O nedenle yedirdiğim herşeyin kalorisini yüksek olması için elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Carlos Gonzales'in Çocuğum Yemek Yemiyor adlı kitabındaki bir tavsiyeydi. Bir bardak süt içiyorsa içine küçük bir muz ve bal ekliyorum. Evet, bir bardak süt içiyor. Ama bir tatlı kaşığı bal ve bir küçük muzu da yemiş oluyor aynı zamanda. kitabı okuduktan sonra hep bu düşünceyle hareket etmeye başladım.
www.yiyorumbuyuyorum.com ve www.gurmebebek.com hayatımı kurtaran siteler.. Çocuklara özel yemek tarifleriyle dolu..
Köftelerimizi artık, Yiyorum büyüyorumdaki tarif gibi yapıyoruz. Altuğ da severek yiyor. Tarifi için:http://www.yiyorumbuyuyorum.com/tarifler/domates-sosunda-pirincli-irmikli-kofte/tarif236.html#tarif
hafta sonu da Tavuklu Tost yaptık. Altuğ , tavukl yemeyen çocuk bu tosttan yarısı da olsa yedi. BUNUN tarifi için de: http://www.yiyorumbuyuyorum.com/zumrutten-tarifler/tavuklu-tost/tarif37.html



Bunun gibi süper tariflerle dolu.. Sağolsun Zümrüt muhteşem bir iş yapıyor..

Gurme bebek 'den öğrendiğimiz anne cipsi, Altuğ'unun cips diye bu sağlıklı şeyi yemesi bir anne için süper, gerçekten.Bu tarif için de: http://www.gurmebebek.com/anne-cipsi-37996  Biz bunu süzme yoğurda batırarak yedik.. Çok da eğlendik:))

Gerçekten çocuğunuz zorve az yemek yiyen bir anneyse bu iki siteyi kesinlikle tavsiye ederim..

Sevgiler



Çocuklar bayılacak, üstelik hepsi sağlıklı! ABUR CUBURA EN GÜZEL ALTERNATİFLER




Kimse kendini kandırmasın. Çocuk isteyecek! Reklâmlarda, vitrinlerde gördüğü o zararlı yiyeceklerin tamamını isteyecek. Hiçbir işe yaramadığı gibi sağlığı da bozan cipsleri, gazlı içecekleri, gofretleri canı çekecek. Arkadaşı yerken imrenecek, TV’den büyülenecek, ambalajından, renginden etkilenecek.

Bütün bu imaj bombardımanından uzak, sakin bir köyde, ön bahçenin doğal ürünleriyle beslenmek kulağa hoş geliyor ama birçok aile için mümkün değil bu. O zaman verili koşullar içinde, günlük yaşamın gerçeklerinin çok uzağına düşmeden çözümler üretmek lazım. İşte İpek Kuşçu’nun yaptığı da tam olarak bu. Kuşçu, sağlıksız endüstriyel abur cubur gıdalara, en az onlar kadar ‘çekici’ ve ‘albenili’ alternatifler sunuyor. ‘Renkli’ aşçı oyunlarıyla yemek yemeyi ‘eğlenceli’ hale getirirken, çaktırmadan sağlıklı ve doğal gıdalarla besleyiveriyor çocukları.

Miss Cilek bloğu ile tanınan ve yıllardır gerçek gıdaları anlatan, işi de aşkı da mutfak olan Kuşçu, bu kitapta kaybolan tatların peşinden koşuyor. Çocukların ‘yumuşak karnı’ için, sağlıklı ve pratik tarifler veriyor. Hepsi denenmiş ve çocuklar tarafından çok beğenilmiş bu tarifleri uygulayın ve gönül rahatlığı ile çocuklarınıza yedirin. Arada siz de yiyebilirsiniz!

Ev yapımı çikolatadan, zeytin ve badem ezmelerine, ballı kuru meyveli dondurmadan, incirli uyutmaya, rengârenk akıtmadan, balkabaklı toplara, enerjik karıncadan, otlu civ civ kıtırlara toplam 75 tarif. Emin olun çocuğunuz bu güzel alternatifleri çok sevecek, annesini ise daha çok sevecek!

İpek Kuşçu kimdir?

1967 yılında Ankara’da doğdu. 1989 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümü’nden mezun oldu. Çocukluğundan bu yana süren mutfak aşkı, onun asıl işi oldu. 2006 yılından beri gerçek gıdalar ve kaybolan tatlar üzerinde araştırmacı yazar olarak çeşitli yayın gruplarında, “Miss Cilek” isimli blogunda yazıyor.
Tek başına sürdürdüğü çocukları “gerçek gıda” ile tanıştırma ve uygulamalarıyla öğretme çabası ile ilk kez özel bir okulun anaokulları bünyesinde iki yılı aşkın süre “gerçek gıda eğitimleri” verdi.
Halen 4-5 yaşındaki çocuklara yoğurt mayalamayı, gerçek ekmek yapmayı ve unutulan gerçek gıdaların tadını, uygulamalarla öğretiyor. Mutfak atölyesi çalışmalarına, bu alanda eğitimler, seminerler ve danışmanlıklar vermeye devam ediyor.

Kitabın içindeki 75 tariften bazıları:

Kahvaltılıklar
  • Ev yapımı çikolata
  • Badem ezmesinden muzlu arı
  • Kefirli, çilekli, ballı peynir
  • Turp ve havuçlu papatya kanepeler
  • Kestaneli bazlama
  • Elmalı tarçınlı reçel

İçecekler
  • Zencefilli ballı limonata
  • Susam sütlü muzlu keçiboynuzlu enerji
  • Badem sütlü greyfurtlu enerji
  • Kavun subye
  • Çilekli kefir

Dondurmalar
  • Yaz meyveleriyle karışık dondurma
  • Ballı kuru meyveli dondurma
  • Pekmez frigo
  • Ekmekli dondurma

Tatlılar          
  • Peynirli şeftali
  • Elmalı ekmek muhallebisi
  • Yoğurtlu ballı üzümler
  • İncirli uyutma
  • Pekmezli, çikolatalı mini kek
  • Armutlu zencefilli mini kek
  • Yulaflı mozaik pasta
  • Hindistancevizli peynirli ballı tatlı
  • Elma pestili
  • Kestaneli kurabiye
  • Kavut

Tuzlular
  • Ekmek üstü zencefilli brokoli
  • Ekmek üstü peynirli pırasa
  • Ekmek üstü kereviz ve kırmızılahana
  • Bol sebzeli mini kekler
  • Balkabaklı humus
  • Patates dinozoru
  • Çimlendirilmiş mercimekli cacık
  • Kış sebzeli kıtırlar

9 Ekim 2012 Salı

Prima’nın Yeni Facebook Uygulaması “Uyku Günlükleri” ile Bebeklerin Uykusu Daha da İlginç!








 
Prima, kesintisiz gece uykusunun bebeklerin sağlıklı gelişimindeki önemini ve uyku sırasında hareket etmenin bebekler için normal ve gerekli olduğunu eğlenceli bir Facebook uygulamasıyla annelerle paylaşıyor. Prima’nın Facebook sayfası “Prima Dünyası”(www.facebook.com/primadunyasi) üzerinden hayata geçirilen yeni Prima Uyku Günlükleriuygulaması ile anneler, bebeklerinin sıra dışı pozisyonlarda uyurken çekilmiş fotoğraflarını süsleyerek eğlenceli hale getiriyor.
Anneler bebeklerinin uyurken çekilmiş fotoğraflarını Prima Uyku Günlükleri uygulaması ile sunulan farklı temalara sahip görselleri fotoğrafa yerleştirerek ya da kalemle çizim yaparak, bebeklerini astronottan Örümcek Adam’a, dağcıdan dansçıya kadar birçok eğlenceli karaktere dönüştürüyor. Ayrıca anneler bu fotoğrafları Facebook ve Twitter’dan sevdikleri ile paylaşabiliyor ve Prima’dan ödüller kazanma fırsatı yakalıyor.
Prima jürisi tarafından seçilecek her haftanın birincisi, pedagog ve psikologlarca hazırlanmış Türkiye’nin ilk ve tek 0-4 yaş gelişim seti olan “Adım adım”a 6 aylık abonelik kazanacak. Ayrıca her hafta 3 kişiye 1 yıllık Prima ihtiyacını karşılayacak 20 Prima Mega Paket hediye edilecek. 6 hafta sonunda jüri tarafından seçilecek 10 anne de kendi tasarladıkları fotoğrafların profesyonel bir karikatürist tarafından çizilmiş haline sahip olacak.

Prima Aktif Bebek, Bebeğin En Rahat Şekilde Uyumasını Sağlar
Bebeklerin geceleri uyurken yaptıkları hareketler ebeveynlere şaşırtıcı gelir. Oysa ki bu hareketlilik uykunun doğal bir parçası olup bebeğin gelişimi açısından oldukça yararlı. Bebek büyüyüp gündüz saatlerinde motor becerileri geliştikçe, ters dönmek ya da pozisyon değiştirmek gibi anlamlı ve bilinçli hareketler gece uykusunda da görülmeye başlanır.  Bebekler gündüzleri daha hareketli olduğu için geceleri de daha farklı hareket eder ve uyku pozisyonunu bilinçli olarak değiştirir. Bu tür hareketler bebek bezini sıkıştırıp zorlayabilir ve bebeğin uykusunun bölünmesine neden olabilir. Prima Aktif Bebek, içerdiği ekstra kuruluk tabakası sayesinde ıslaklığı 12 saate kadar hapseder ve bebeklerin altlarını kuru tutarak uyku sırasında bebeklere koruma sağlar.
Prima Aktif Bebek’in geniş emici bölgesi ıslaklığı bebeğin cildinden anında uzaklaştırıp hapsederek kuruluk ve rahatlık hissi verir. Pamuksu yumuşaklıktaki anatomik yapısı sayesinde esneyerek ve şekil değiştirerek bebeklerin hatlarına tam uyum sağlar ve doğal uyku hareketlerine rağmen sızıntıyı önler, esnek yapısı sayesinde uyku sırasında bebeğin en rahat şekilde uyumasını sağlar.

Bebegim Geliyor: BEBEKEŞYA KATKILARIYLA DOĞUM SONRASI BEBEK BAKIMI ...

Bebegim Geliyor: BEBEKEŞYA KATKILARIYLA DOĞUM SONRASI BEBEK BAKIMI ...: Keyifli ve heyecanlı bir dönemin başındayken merak ettiğiniz ve belki biraz endişelendiğiniz şeyler olabilir. Gebelik, doğum ve en sonunda...

8 Ekim 2012 Pazartesi

MİKADO ÇOCUK’DAN, 3 YAŞ VE ÜZERİ ÇOCUKLARIN GELİŞİMİNİ DESTEKLEYECEK “MİNİKLER” SERİSİ KİTAPLARI ŞİMDİ TÜRKİYE’DE!



Dünyada toplam 38 ülkede, sadece Avrupa’da 30 milyondan fazla çocukla buluşan “Minikler” serisinin ilk kitapları Ekim ayı itibariyle meraklı, Türk çocuklarıyla buluşuyor!

minikler_serisi_02.jpg                 minikler_serisi_03.jpg      minikler_serisi_01.jpeg




“Minikler” serisi, 3 yaş ve üzeri çocukların gelişimini destekliyor. Bu serinin kitapları Çocukların algı ve ilgilerine göre seçilmiş konularda çocukların meraklı sorularını açık ve anlaşılır bir şekilde cevaplıyor.   Farklı konularda çocukların merakını gideren bu kitaplar 9  yaşına kadar çocukların en iyi arkadaşı olacaklar.

4 Ekim 2012 Perşembe

ÇOCUKLARA VERİLEBİLECEK EN DEĞERLİ HEDİYE, ONLARLA BİRLİKTE ZAMANI PAYLAŞMAKTIR.


edukids-logo-YENI.jpg

EDUKIDS Eğitici Oyun Kartları ile çocuklar eğlenirken öğreniyor.
Dünyanın hemen her yerinde eğitici oyun kartları (flashcards) çocukların yaratıcılığını ve gelişimini desteklemek amacıyla en başta tercih edilen oyun ve oyuncaklar arasında gösteriliyor.

Edukids Eğitici Oyun Kartları 0- 6 yaş grubu çocukları için konusunda uzman pedagog ve eğitimcilerin katkılarıyla tasarlanmış olup Türkiye’de üretilmiştir. Edukids, çocuklar için en değerli hediyenin onlarla birlikte ‘zamanı paylaşmak’ düşüncesiyle içimizden bir annenin emeğiyle ortaya çıkmıştır.

Edukids’in Doğuş Hikayesi :
Bir anne, 2 yaşındaki kızı için yaşına uygun oyunlar ararken flashcards yani eğitici oyun kartlarıyla tanışır ve ‘girişimci annelik’’ macerası başlamış olur. ‘Puzzle ile eğitici kartlar birleşse nasıl olur?’ diye düşünen anne Nuran GÜR’ün titiz çalışmaları sayesinde Ekim 2010′da EDUKIDStüm seçkin kitabevlerinde yerini aldı.

ZIT KAVRAMLAR, ALFABE İLE KELİMELER, ŞEKİLLERLE RENKLER VE HAYVANLAR, SAYILARLA EŞLEŞTİRME, ENGLISH FLASH CARDS, HİKAYELİ YAPBOZ ve BEBEĞİMİN İLK OYUN KARTLARI ile YEDİ farklı oyunla; konusuyla hem eğlenceli hem eğitici, kalitesiyle uzun süreli oyun arkadaşı olarak, çocuklar ve ailelerle buluşmak için özenle tasarlandı.
Edukids D&R,Remzi,Nezih,İnkılap,Dost,İyi Cüceler,Düşevi,Tırtıl Kids, Kipitap ile anne&bebek sanal marketlerinde.
Aklınızda bulunsun, çocuklar için en etkili ve eğlenceli öğrenme yolu 'OYUN' dur...

1 Ekim 2012 Pazartesi

Bebegim Geliyor: “HAYALİME DOKUN” Pozitif Kadın Zirvesi

Bebegim Geliyor: “HAYALİME DOKUN” Pozitif Kadın Zirvesi: Sınır Tanımayan Ebeveynler Topluluğu  Derneği (STET) ve Şişli Belediyesi Sıcak Eller Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği “HAYALİME DOKUN”...

Bebegim Geliyor: EMZİRME DANIŞMANLIĞIM!!!

Bebegim Geliyor: EMZİRME DANIŞMANLIĞIM!!!: Oğlum doğduktan yaklaşık 2 yıl sonra , doğum öncesinde yaptığım Doğuma ve Bebeğe Hazırlık Eğitim programına ek olarak Anne sütü ve Emzirm...

31 AYLIK ALTUĞ'UNUN GELİŞİMİ


Daha henüz 1 yaşındayken yapması için ısrar ettiğiniz bir şeyi 31 aylıkken yapmaması için Israr ediyor olabilirsiniz?  Hep aynı t-shirtü giymek isteyebilir. Ya da sabah kalktığı kıyafetlerle bir günü geçirmek onu mutlu ediyor olabilir. Belki de odasındaki ayıcığın hep aynı yerde durması gerekiyordur. Doğumdan itibaren bir rutin kavramı içinde büyüyen çocuk etrafında her şeyin istediği düzende devam etmesi  için savaş dahi çıkarabilir. Bu şekilde hem kendini ifade ediyor, hem de istikrardaki güvenin tadını çıkartıyordur. Ona, neden sabahları üstünü değiştirmesi gerektiğini sakin; ama karalı bir dille anlatın. Umarız yarın aynı sorunu yaşamayacaksınız.

Bizde sabah kalktığımızda günü pijamalarıyla geçirmek istediğini hep söylüyordu Altuğ. Bakıcı teyzesi öyle dediğinde tamam diyerek, evde koca günü çocuk pijamalarıyla geçirdiğinden bu durumu toparlamamız zaman alsa da zor olmadı. Altuğ'a sakin sakin anlattığımızda ilk bir itiraz etse de kabullenmesi kolay oluyor.Çok inat eden bir çocuk olmasa da istediği bir şeyde sarı inadı devreye giriyor hemencik:))

Gelişen Zaman Kavramı

3 yaşına yaklaşan bir çocuk için zaman kavramı yavaş yavaş oluşmaya başlar. 2 saat sonra dediğinizde ,’’sonra’’ yı anlar;  ama 2 saat onun için 38 gün gibi bir ifadedir. Yani sürenin uzunluğu veya kısalığı onun için net değildir henüz. 2 gün sonra yapacağınız bir ziyaret için’’yatacağız, kalkacağız, yatacağız, kalkacağız’’ gibi bir zaman tanımı oluşturabilirsiniz. Bebek tam olarak anlayamasa da böyle bir tanımlama onun hoşuna gidecektir.Ve yıllarca kullanabileceğiniz bir zaman biriminiz olur böylece…

Altuğ da yatacağız kalkacağız oyununu özellikle babası yurt dışına gittiği  yapıyoruz. Geceyi işiklar söndü, sabahı ışıklar yandı, diye ifade ediyor.

Çocuk ve Hafıza :


31 aylık bir çocuk nesneleri ve kavramları kafasında soyut olarak canlandırabilir.Zaman kavramının yerleşmeye başlamasıyla bazı şeyleri hatırlama yetisinin aynı zamana rastlaması tesadüf değildir. Dondurmacıda sütlü mü yoksa çikolatalı mı dondurma mı diye sorduğunuzda daha önce tecrübe ettiği tatları hatırlayacaktır. Çocuğun oyunlarında konsantrasyon artmıştır.3 yaşına yaklaşan bir kız çocuğu bir bebeğine bakıp, bir oyuncak mutfakla ilgilenip, bir de kitabına bakmaz. Önce  bebeğini yatırır. Üstünü örter ve ona iyi geceler diler. Sonra onu uyandırır ve gününe devam eder. Bu yap-inan oyunlarıyla çocuklar yaşamak istediklerini veya istemediklerini dışa vurarak rahatlarlar.

Altuğ da nerede ne yapıyorsa, onu asla unutmuyor.Bazen bazı şeyleri unutmadığında veya başka bir yerde karşılaştığında eşleştirdiğinde inanamıyorum.

Çocuk ve Sanat :


Bu yaşlardaki bir çocuk bir müzisyenden çok bir ressamı anımsatır. Eline kalem alınca bolca çizim yapar. Düz,eğri veya anlamsız şekiller..Bırakın çizsin, belki de henüz anlatamadıklarını kağıda döküyordur. Şayet siz oğlunuzu daha çok bir müzisyene benzetiyorsanız, ileride toplum ondan şu cümleyi duyabilir: ’’Ben kendimi bildim bileli şarkılar söylerdim’’!! Çocuğunuzu, ritmin uyum gücünden mahrum bırakmayın. Açın radyoyu ve ‘’minik dansçınızın’’ yaptıklarını izleyin. Bazı favori şarkı sözleri ağzından dökülürse onu kocaman kucaklayın.

Altuğ da boya yapmayı, özellikle parmak boyası yapmaya bayılıyor. Geçen aylarda yeğeni bizdeyken yerde döne döne dans etti. O günden beri anne müzik aç, diyor başlıyor dans etmeye. O kadar tatlı ki. O kadar çok eğleniyor ki, görülmeye değer:))

Etiket Kullanmayın :


31 Aylık bir çocuğa yönelik olarak ‘’Utangaç, yaramaz veya huysuz ‘’ gibi etiketler kullanmamaya çalışın. Çocuk, bu kelimeleri söylerken bulunduğunuz vücut dilini anlayabilir. Kendi kişiliğine yönelik böylesine bir algılama onun benlik gelişimine olumsuz yansıyacaktır. Bu tür karakter  özelliği taşıyan bir bebeğiniz varsa onun gereksinimlerini düşünerek hareket edin. Utangaç bir çocuğu 10 çocuğun arasına bırakıp lider özellikler göstermesini beklemeyin. Onu sosyal hayata ‘’ısınma hareketleriyle’’ hazırlayın. Karakterlerimizle doğarız; ama çevresel etki bu karakterleri değiştirebilir. Bunu unutmayın.

Bu konuya dikkat edeceğim. Genle de Altuğ'unun yanında konuşurken eşimle dikkat ediyoruz ama bazen Altuğ'unun söylediklerine inanamıyorum..

Kazanmasını Sağlayın :


Kendine güven sağlaması için 31 Aylık Çocuğa hayatı üzerinde karar alma yetkisi olduğunu gösterin. Her iki cevabın da sizi tatmin edeceği sorular sorun ona. Ucu açık sorular sormayın. Çünkü ucu açık sorulara verilen cevaplar %90 oranında ‘’hayır ‘’ olacaktır. Örneğin,’’bugün Ayşe’lere gideli mi’’ soru tipi yerine ‘’Yoğurt mu istersin, peynir mi’’gibi bir soru sorabilirsiniz.

Bunu başka bir yerde de okuduktan sonra bende buna dikkat ettim. Soruları bu şekilde sorduğumda aldığım cevaplarla bende aslında rahatlıyorum. Oğlum çok güzel ifade ediyor taleplerini, isteklerini..

Bilgi Hapı:

Thomas Edison lambayı icat ederken  binlerce deney yapmış ve hepsinde yanılmıştı. (Tam bir yıl boyunca) Kendisine daha sonra bu yanılan deneyleri sorulduğunda gülümsedi ve
’’Onlar başarısızlık değildi, sadece bir şeyin nasıl çalışmayacağını öğrenmek için birer fırsattı’’
dedi. ’’Minik kaşifinizin’’ başarısızlıklarını kesinlikle küçümsemeyin. Ona saygı gösterin ve özgüvenini her zaman destekleyin. Toplumumuz çocukları çok seviyor; ama saygıda biraz sorunumuz var. Onun da hakları olduğuna ve bir kişiliği olduğuna inanmalıyız. Umarız, bizim toplumumuz da bir gün çok büyük bir mucit çıkartacak. Thomas Edison’un tam 1000 adet patentli icadı var ve 1879 yılında Newyork sokakları onun lambalarıyla aydınlatıldı!