28 Ocak 2013 Pazartesi

9. HAMURDAN HAYALLER YARIŞMASI BAŞLIYOR!






Dünyanın dört bir yanında her yaştan çocuğun evlerinde ve okullarında zevkle oynadığı ve bir klasik halinegelen Play-Doh’nun rengarenk oyun hamurları ve birbirinden eğlenceli setleriyle hayal güçlerini ifade eden çocukların heyecanla beklediği yarışmaya katılımlar 17 Mart tarihine kadar devam edecek.
Miniklerin yaratıcılığının değerlendirileceği yarışmanın jüri üyeleri arasında; moda tasarımcısı ArzuKaprol, ressam Bedri Baykam, tasarımcı Derin Sarıyer, ünlü fotoğrafçı Nihat Odabaşı ve Mimar Sinan Üniversitesi Heykel Bölüm Başkanı Vedat Somay gibi Türkiye’nin farklı sanat dallarından en yaratıcı isimler yer alıyor.
4-7 yaş arasındaki çocukların katılımına açık olan Hamurdan Hayaller Yarışması’na başvurmak için çocukların Play-Doh oyun hamurlarıyla yaptıkları yaratıcı şekillerin fotoğrafını çekip www.hamurdanhayaller.com’ayüklemek veya  info@hasbro.com.tr’ye e-mail olarak göndermek yeterli. Çocuklar ayrıca Şubat ve Mart aylarında İzmir, Ankara ve İstanbul’daki AVM’lerde gerçekleşecek eğlenceli Play-Doh etkinliklerine katılarak da yarışmaya başvuruda bulunabilecekler. AVM etkinlikleri 9-10 Şubat tarihlerinde İstanbul Carrefour İçerenköy ve İstanbulMetrocity’de, 16-17 Şubat tarihlerinde İstanbul Buyaka ve İzmir Ege Park Mavişehir’de, 23-24 Şubat’ta İstanbul Beylikdüzü Migros AVM ve İzmir Optimum Outlet’te, 2-3 Mart tarihlerinde İstanbul İstinye Park ve Ankara ANKAmall’da ve son olarak 9-10 Mart tarihlerinde İstanbul Capitol ve Ankara Cepa’da yapılacak. 
Kazananların 29 Mart 2013’te açıklanacağı Hamurdan Hayaller Yarışması’nda her yaş kategorisinde birinciolanları ‘boylarınca oyuncak ödülü’, 2.ve 3.leri ise Play-Doh’dan sürpriz hediyeler bekliyor. Yarışmadaki en yaratıcı çocuğu bekleyen büyük ödül ise iPad Mini! 
Ayrıntılı bilgi içinwww.hamurdanhayaller.com

23 Ocak 2013 Çarşamba

2 Subat'da Mini Aktivite'de Anne sutu ve Emzirme Egitimi



ANNE SÜTÜ VE EMZİRME KURSU


EMZİRME;HAYATA SAĞLIKLI BİR BAŞLANGIÇ!!!
Bir çocuk bekliyorsunuz. Gebelik, doğum ve emzirme dönemi,hayatınızın yepyeni bir kesitini oluşturur. Kadın olmayı belki de çok yoğun yaşayacağınız bu dönem hakkında daha fazla bilgi edinmek istersiniz.
Bu kursumuzdaki amaç size, emzirmenin gayet doğal olduğu güvenini vermektir.
Vücudunuz daha şimdiden kendiliğinden buna hazırlanmaktadır.Emzirmek kolay öğrenilir, ancak bazı küçük şeyler yüzünden çok zahmetli bir hal alabilir. Güçlüklerden kaçınmanız amacıyla,
emzirmeyle ilgili en önemli şeyleri bu eğitimde toparladım.
Emzirme yoluyla çocuğa sıcaklık, korunma duygusu, huzur, koruma ve güvenlik vereceksiniz. Çocuğunuza hayat için mümkün en iyi başlangıcı sağlayacaksınız.

Kursumuzun İçeriği:

-Anne sütünün oluşumu ve üstünlükleri,
Anne sütüne nasıl başlamalıyım?
-Anne sütünün gelişimi
-Sütüm bebeğe yetiyor mu?
-Memeye yerleştirme ve emzirme pozisyonları
-Emzirme sorunları
-Anne sütünü Arttırmak için yapılabilecekler
-Emziren Annenin Beslenmesi
-Emzirme ve Baba
-Prematüre ve Düşük Ağırlıklı Bebeklerde Emzirme
-Çalışan annenin Emzirmesi ve İşe Adaptasyonu
-Biberon ve Emzik
-Emzirme Döneminde kullanabileceğiniz  yardımcı malzemeler

Bu kursumuza ister hamileyken ister bebeğiniz yeni doğduğunda katılabilirsiniz. Bebeklerde size eşlik edebilir. Uygulamalı olarak ders anlatılacaktır.
Dersimiz 2 saat sürecektir.
2 Şubat cumartesi günü saat 16:00-18:00 arasında Mini Aktivite Çocuk Etkinlik Merkezinde 
www.miniaktivite.com mekan hakkında bilgi edinebilirsiniz.
ücreti: 60TL+KDV
Detayları öğrenmek için ertugrul.esra@gmail.com bana email atabilirsiniz.

SÖMESTRE TATİLİNDE YAPILABİLECEKLER:


Tepe Nautilus Alışveriş Merkezi, yarıyıl tatilinde minikler için birbirinden eğlenceli etkinliklerin yer aldığı bir şenlik düzenliyor. Bu yıl 6.sı düzenlenen ve “minik kitap kurtlarına” yönelik olan etkinlikte, Çocuk Kitap Fuarı’nın yanısıra Oyun, Resim, Tasarım ve Masal Atölyeleri de yer alıyor. 25 Ocak – 10 Şubat 2013 tarihleri arasında Tepe Nautilus AVM’ye gelen minik misafirler her gün saat 13.00’ten 18.30’a kadar kitap okumayı, resim çizmeyi, tasarım yapmayı ve oyun oynamayı doyasıya yaşayacaklar. Ayrıca şenlik çok önemli bir sosyal sorumluluk kampanyasına da ev sahipliği yapıyor. Şenlik boyunca, Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı 35 okul için kitap bağışında bulunulabiliyor. Türkiye Eğitim Vakfı ile organize edilen bu kampanyaya destek vermek isteyenler, kitaplarını Tepe Nautilus AVM Danışma Bölümü’ne bırakabiliyorlar.   






 ÇOCUKLAR VE ANNELER NİŞANTAŞI’NDA BULUŞUYOR

Feyziye Mektepleri Vakfı Nişantaşı Işık Anaokulu, 3-6 yaş grubuna düzenlediği ücretsiz etkinliklerle hafta sonunda yalnızca kendi öğrencilerini değil, tüm çocukları eğlenmeye ve öğrenmeye çağırıyor.

İYİ CÜCELER'DE 21 OCAK HAFTASI ve YARIYIL TATİLİ PROGRAMI





İyi Cüceler
0216 385 91 11
facebook: Iyi Cüceler
twitter: @Iyi_Cuceler



Aışverişin ve eğlencenin merkezi Optimum’a gelen tüm öğrenciler hem sürpriz hediyeler kazanıyor,  hem de birbirinden eğlenceli aktivitelerle tatilin tadını çıkarıyor. Karne hediyelerini Optimum’dan alan çocukları hediyelerin yanı sıra her birine katılmak isteyecekleri etkinlikler programı bekliyor.

365 gün indirimli ve keyifli alışverişin adresi Optimum, 28 Ocak-10 Şubat tarihleri arasında birbirinden keyifli etkinliklere imza atıyor. 

Bir Optimum geleneği haline gelen karne kampanyasında bu yıl da Optimumdanışma bankosuna gelen tüm öğrencileri çeşitli sürpriz hediyeler bekliyor. Kitap, dvd, sinema, buz pateni, 5 D sinema, speed city simülatör, tırmanma duvarı biletleri gibi hediyelerle tüm çocuklar ilk dönemin yorgunluğunu Optimum’da atacaklar.

Sömestr boyunca Optimum’da düzenlenecek hem eğlenceli hem öğretici atölyelerde çocuklar tatilin tadını çıkarırken, yaşıtlarıyla sosyalleşme ve yeni arkadaşlar edinme fırsatı bulacaklar.

TARİH
ETKİNLİK
28 Ocak Pazartesi
Boyalarla Şekilgeç Atölyesi
29 Ocak Salı
Kuru Buz Bilim Gösterisi
Duyularımızı Keşfedelim / Atölye Programı
30 Ocak Çarşamba
Wii Etkinliği
31 Ocak Perşembe
Resim Çerçevesi Atölyesi
Tişört Boyama Atölyesi
1 Şubat Cuma
Parmak Kukla Atölyesi
Cup Cake Atölyesi
4 Şubat Pazartesi
Karikatür Atölyesi
5 Şubat Salı
Mevsimler Atölyesi
Robot Atölyesi
6 Şubat Çarşamba
Playstation Etkinliği
7 Şubat Perşembe
Çizgi Roman Atölyesi
8 Şubat Cuma
Garfield ile Oyuncak ve Sanat Atölyesi

Optimum’da düzenlenen eğlenceli aktiviteler çocuklar kadar büyükleri de mutlu ediyor. 17 Ocak-17 Şubat tarihleri arası Speed City motor sporları ile gerçekleştirilecek simülatör turnuvasında motor spor sevenler heyecanlı anlar yaşayacaklar.

Her yaştan ziyaretçinin katılabileceği bir başka aktivite de 19 Ocak-17 Şubattarihleri arasında AVM’ye kurulacak olan tırmanış duvarı. Tırmanış duvarına çıkan ziyaretçiler adrenalin heyecanını Optimum’da yaşayacak.

Bu sömestrde de 7 den 77’ye herkesin Optimum’a gelmek için bir çok eğlenceli nedeni var.




14 Ocak 2013 Pazartesi

ALTUĞ, 2 GÜN SONRA 3 YAŞINDA!!!








Çocuğunuz üç yaşına girdiğinde harikulade bir şey olur. O sizin her zaman hayal ettiğiniz bir evlat haline gelir. Çünkü bedeni daha işbirlikçi ve muktedirdir, güven verir ve genellikle kendini daha rahat hisseder. Ara sıra bazı aksilikleri olabilir, fakat çoğunlukla üç yaşındaki çocuğunuz arkadaş canlısı, konuşkan ve tamamen yardım severdir. Her şeyi görmek ve yapmak isterler.
DİL YETENEKLERİ
Çocuğunuz, üç yaşında, en azından 300 kelime konuşma haznesine sahiptir. Kazandığı kelimelerle 6 kelimelik cümleler kurabilir. Bazı üç yaşındakiler, bir fiilden daha fazlasını kapsayan cümleler kullanacaklardır. “Ben süt isterim” yerine, “Ben senin içtiğin sütü isterim” cümlesini duyabilirsiniz. Zamirleri kullanmaya devam edecektir. "Fakat" “ben” “bana” “benimki” “sen” gibi kavramları hala karıştırırsa şaşırmayın. Bu dönemin sonuna doğru, çocuğunuzun konuşması yabancılar tarafından anlaşılacak kadar nettir. Fakat, tam doğru telaffuzlar beklemeyin.
Gerçekten Altuğ daolann gelişme süper. Özellikle son bir haftadaır çenesi bir açıldı. Sürekli konuşuyor. kelimeleir söylerken sıkınmtısı da yok. Kocaman yerine komacan, yapalım yerine yapalı gibi şeyleri saymazsak net konuşuyor.:))
SOSYAL YETENEKLER
Çocuğunuz, akranlarıyla daha direkt olarak iletişim kurmaya başlar. Oyunları genellikle grup fantezileri şeklini alır. İmgelerini ve ev aletlerini destek olarak kullanarak daha ayrıntılı sahneler sergilemeye başlar.Üç yaşında, önceki yılda olduğundan daha az bencildir. Başkalarının duygularını anlama ve kendini onların yerine koyma yeteneği geliştikçe, daha işbirliği gerektiren oyunlara iştirak ettiğini göreceksiniz. Küçük gruplarda, oyuncaklarını paylaşması ve sırasını beklemesi umulur. Ama bu yılın ilk yarısında, hala onu bu tarz grup çalışmalarına teşvik etmeye ihtiyaç duyabilirsiniz.
Oyun arkadaşları arasında çekişme olduğunda, çocuğunuz bazen -fakat her zaman değil- yetişkinlerin müdahalesi olmadan bir çözüm bulabilir.Çocuğunuz kendi cinsel kimliğini tanımaya başlayabilir. Evcilik oynarken, örneğin kız çocukları anne rolüne, erkek çocukları baba rolüne girmeye meylederler. Gelişen cinsel farkındalığa rağmen, kız ve erkek çocukları bu yaşta da birlikte oyun oynayabilirler.
Biraz daha paylaşımcı olduğunu söyleyebilirim. Özellikle anaokula başladıktan sonra arkadaş kavramını çok iyi biliyor. Sevdikleri ve sevmedikleri belli. Öğretmenin bir ototrite olduğunu, okulda kurallar olduğunu farkında. cinsel kimliğini karkında ama sanırım tam net değil:))
DUYGUSAL GELİŞİM
Şimdiye kadar çocuğunuzun ayrılma kaygısı muhtemelen azalmıştır. Fakat, okul öncesi bir kuruma ilk gittiğinde, gözyaşlarının görülmeyeceği anlamına gelmez. Yeni bir ortama ayak uydururken, korkuyla tepki vermek yetişkinler için olduğu kadar çocuklar için de normaldir.
Çocuğunuzun canlı fantezi hayatı onu, bir çok yeni ve alışılmamış hedefe taşır. Bu aynı zamanda onun geniş çeşitlilikteki duyguları kabul etmesine yardımcı olacaktır; sevgi ve bağlılıktan öfke, hayal kırıklığı, isyan ve korkuya geçebilir.
Görünmeyen oyun arkadaşları icat edebilir. Bu birliktelik, özel biriyle ya da günden güne değişiklik gösteren hayali hayvan arkadaşlarla olabilir. Gerçek yaşamla bağlantı kurarak oyun oynamada, arkadaşlıkları, en çok sevdiği doldurulmuş bir hayvan ya da oyuncak bir bebekle oynayarak, ilerlemeye devam eder. Hayali arkadaşlar çocuğun farklı aktiviteler, davranışlar, duygular ve diyaloglar deneyimlemesine yardımcı olur.
Okul öncesi çocuğunuz gerçek yaşam ile hayali oyun arasında devamlı gidip gelir. Bazı günler, ona “Efendim” diye hitap edilmesinde ısrar edebilir. Diğer günler onu ismiyle çağırmanızı tercih edebilir.
 Hayal ile gerçek arasındaki ayrımı yapmadaki yetersizlik, yeni bir takım korkuların çıkmasına yol açabilir. Çocuğunuzun, medyayla iletişimini yakından takip edin.
Okul hayatına alıştı. Alışma dönemimiz kısa sürdü. Fakat hastalandıkça annane de kaldığı günlerin ardında okula gitmek istemediği sancılı anlar yaşadık. Özeelelikle bana daha fazla kapris yapan oğlum okul kapısına geldiğinde babasıyla giderken ağlamayı kesip, okula gidiyor. Ama hasta olmadığı dönemde okulla ilgili bir sıkıntımız yok. Okulda şarkı söylediklerinde, yada öğretmenlerinin dediklerini yaptıklarında yıldız alıyorlar.Altuğ bir gün yıldız almadığını söyledi. Üstünde pek durmadım. Tekrar tekrar sorduğumda sınıfta şarkı söylemediğini öğrendim. Altuğ bilmediğinden dolayı şarkı söylemedi, ama  bunu ifade edemediği için de üzülmüş. Evde birazcık çalışarak Ali Babanın Çiftliği şarkısını öğrendi. Bir daha ki müzik dersinde şarkısını söyleyerek yıldızını aldı. O yıldızlar o kadar önemli ki onun için.  Şimdi bu gibi sıkıntılarını hemen takip edip, eksikliklerini tamamlamaya çalışıyorum..
Şu sıaralarda winnie'si var küçük bir tane. Evde arkadaşı ilan etti. Onu uyutuyor, yemek yediriyor, kendisi emzik kullanıt-rken ona da emzik veriyor. ÇOk komik haldeyiz:))
FİZİKSEL DEĞİŞİKLİKLER
Bazı okul öncesi çocuklar, kilodan çok boya giderler, bu onların zayıf ve uzun boylu görünmesine sebep olur. Fakat, yavaş yavaş kas gelişimi arttıkça çocuğunuzun kalıbı dolacaktır. Gelecek yıl boyunca, üç yaş çocuğu ortalama 8,5 cm uzar ve 2,5 kilo alır.
Kafatası uzunluğu da artacaktır, fakat yavaşça. Bu arada alt çene daha belirgin olarak gelişirken, üst çene geçici dişleri yerleştirecek şekilde genişlemeye başlayacaktır.
Koşma, zıplama, yürüme ve hızlı bir şekilde tırmanmalar, şimdi ikinci doğası olacaktır. Ayak parmağının ucunda ya da bir ayağının üzerinde dengede durmak gibi diğer fiziksel başarılar hala bir çocuğun tam konsantrasyonunu gerektirir.
Parmak ve el hareketleri de daha net olacaktır. Renkli bir kalemi daha bir yetişkin gibi kavramaya başlayacak-- baş parmak bir tarafta, diğer parmaklar diğer tarafta. Dört yaşa doğru, muhtemelen bir kare ya da daire çizebilecektir, iki ya da dört vücut parçası olan bir insan çizebilecek ve nerdeyse hemen hemen doğru bir şekilde makası kontrol edebilecektir.
Gerçekten son günlerde fiziksel olarak değişiklikler Altuğ Da da görülüyor. Bebeklikten çocukluğa terfi ettiğini görebiliyoruz, babasıyla..
Kalem tutuyor Altuğ.. Kırmızı , mavi, pembe, yeşi,l, sarı renklerini biliyor.10 A kadar neredeyse sayıyor. Benim bildiğim şarkı biliyor: Ama annaensine 2 farklı şarkı da söylemiş..Daire ve düz çizgi, birazcık da kalp yapabiliyor. Boyama kitaplarından hoşlanmıyor. Sınırların içini boyamaktansa kafasına göre takıolmayı seviyor.
ÜSTESİNDEN GELİNMESİ GEREKEN ZORLUKLAR
Kabaca 20 okul öncesi çocuktan birinde, kekemelik ortaya çıkar. Erkek çocuklar, kız çocuklarından daha hassastırlar. Bu durumun ortaya çıkması, kaygılı, yorgun, hasta ya da aşırı heyecanlı olduğu zamanlardadır. Ebeveyn olarak en iyi yaklaşım, sorunu önemsememektir.
O konuşurken dinleyin, fakat hatalarını belirtmeyin. Bu esnada, ona, kendinizin ve ev halkının konuşmalarını yavaşlatarak yardımcı olabilirsiniz. Eğer problem ciddiyse, çocuk doktorunuz konuşma terapisini tavsiye edebilir.
Altuğ Da bu tip bir sorun yok.. İnşallah da olmaz ..Ama dikkatli olacağım, gerekirse hemen müdahale etmek için.
Üç yaşındaki çocuğunuz, hala kızgınlık ve saldırganlığını kontrol etmeyi öğrenmektedir. Ebeveynleri tepki verecekleri noktaya kadar test etmek, davranışlarından hangilerinin kabul edilemez olduğunu öğrenmenin bir yoludur. Sonuç olarak, o önceki yıllara benzer şekilde sinir nöbetleri geçirmeye devam edebilir. Eğer bu tarz davranışları ödüllendirmemek konusunda tutarlıysanız, bu nöbetlerin çaba göstermeye değecek önemde olmadığı sonucunu çıkarabilirler.
Evet; bu aralarda kızgın olduğunda verdiği tepkiyi ilk gördüğümde gerçekten şaşırdım. O ne kadar sinirliyse ben o an  olabildiğince sakin davranıp, konuşarak şimdilik üstesinden geliyoruz. 
Birçok aile, üç yaş dolaylarındaki çocuklarına mesafe koymayı tercih ederler. Eğer evin içinde yeni bir bebek varsa, üç yaşındaki çocuğunuz bu fikre alışmak için biraz zamana ihtiyaç duyacaktır. Adapte oluncaya kadar, bazı davranışsal bozukluklar bekleyebilirsiniz, bunlar önceki dönemlere geri dönme (özellikle tuvalet eğitimi alanında), gücenme, uykusunda yürüme, artmış huysuzluk nöbetleri ve genel bir olumsuzluktur. Bu problemleri onunla yeteri kadar baş başa zaman geçirerek ve onun kıskançlık duygularını ifade etmesine müsaade ederek azaltabilirsiniz. Eğer onu yeni doğan bebeğin bakımıyla ilgilenmeye cesaretlendirirseniz, yerinden edilmişlik duygusunu da daha az hissedebilir.
NASIL YARDIM EDİLİR ?
Okul öncesi, çocuklara yapıştırma, kesme ve sayma gibi yeni yeteneklerin ortaya çıkma fırsatını vermekle birlikte, temel amacı sosyalleşmedir. Bir çok ebeveyn bunu çocuğun akademik durumunun başlangıcı gibi sayarak bu durumda onları daha fazla zorlamaya iterler. Üç yaşındaki çocuğunuzun en iyi öğrenme yolu oyun, gözlem ve konuşma iledir. İleriki yıllara ait öğrenme materyallerinden uzak tutun. Çocuğunuz, eğitimle ilgili alanlara zorlanırsa, ilerde okula karşı bir kaçınma yaşayabilir.
Çocuklar, özellikle küçük çocuklar, düzenli bir iş planına ihtiyaç duyabilirler. Çocuğunuz ne zaman oyun oynayabileceğini, ne zaman yemek yiyebileceğini ve ne zaman yatağa girmesi gerektiğini bilirse, daha rahat davranabilir. Yeni bir maceraya başlamadan önce, bu ister okulun ilk günü olsun ya da yeni bir arkadaşının evinde oyun için toplanma olsun, ona zamanından önce ne beklemesi gerektiğini belirtin. Bu yaklaşım, yeni durumları daha az göz korkutucu hale getirir.
Bu düzen durumu bebeklikten beri devamlı söylediğim ve dikkat etmeye çalıştığım bir durum. Gerçekten ne yapacağını bilmek Altuğ'yu rahatlatıyor.Büyüdükçe biraz daha zor geldi bana bu durum.. Karşısında kararlı ve net olduğunuzda kolay da ben bu konuda sorunluyum sanırım. Ama babamız bu konuda çok başarılı!
Üç yaşındaki okul öncesi çocuğunuz bağımsızlığından gurur duyar. Kendi başına kararlar vermek isteyecektir. Söylediklerini işitin ve fikirlerine değer verdiğinizi gösterin. Mümkün oldukça ona seçimde bulunması için izin verin. Yanlış kararlarda bulunmasını, alternatifleri daraltarak engelleyebilirsiniz. Diğer bir deyişle menüdeki her maddeyi ona okumayın. Bunun yerine, kızarmış peynir mi yoksa tavuk parçaları mı tercih edeceğini sorun.
Altuğ da diğer çocuklar gibi yapacakları davranış veya hareket konusunda kendisi karar vermeyi çok seviyor. Ben de iki tercih hakkı verip, kendinin karar vermesine çalışıyorum. Böyle olunca Altuğ'unun kendisiyle gurur duymasından çok ama çok mutlu oluyorum..




13 Ocak 2013 Pazar

Sömestir Tatilinde Çocuklar Turkuazoo’da Eğlenceye Doyacak




Sömestir tatilinde Turkuazoo’da eğlence bitmiyor. Sömestir süresince çocuklar Turkuazoo’yu indirimli ziyaret edecek, birbirinden eğlenceli aktivitelerle, 1-4 Şubat tarihlerinde  “Su Altı Sirki” gösterisiyle ve  
9 Şubat’ta Winx Partisiyle eğlenecek.

Sömestir tatili boyunca 16 yaşa kadar tüm çocuklar Türkiye’nin ilk dev akvaryumu Turkuazoo’daki su altının büyülü dünyasını 21 TL yerine 15 TL’ye gezerken, akrobatik su altı sirk gösterisi ile eğlenceye doyacak. Su altında birbirinden renkli kostümlerle palyaço, jonglör, bale ve senkronize yüzme gösterilerinin yapılacağı şov ile 1-4 Şubat tarihleri arasında Turkuazoo’yu ziyaret edenler ilk kez bir su altı sirki gösterisini izleme fırsatını yakalayacak.  Sömestir tatilinde Turkuazoo’yu ziyaret eden çocukları bir de tatil hediyesi bekliyor. Turkuazoo’yu sömestir tatilinde ziyaret eden çocuklar 9 Şubat’ta yapılacak Winx partisine ücretsiz katılacaklar. Winx partisinde çocuklar, peri makyajı yaptıracak, ödüllü yarışmalara katılacak, Winx perileri ile fotoğraflar çektirecek ve Winx Perilerinin su altı gösterisini izleyecekler.
Sömestirde Turkuazoo’nun eğlenceleri bitmeyecek.  Turkuazoo’da gün boyunca dalgıç şovları, yüz boyama aktiviteleri, köpekbalıkları, vatozlar ve balık besleme seansları, eğlenceli atölye çalışmaları gerçekleştirilecek. Turkuazoo maskotu da akvaryumu ziyarete gelen çocukların eğlenceli vakit geçirmelerini sağlayacak.
Turkuazoo’ya gelen çocuklar, ağzına su alarak 120 cm uzaklıktaki böcekleri bile %100 avlama yeteneğine sahip okçu balıklarını, kum kaplanı ve diğer 5 çeşit köpek balıklarını, mavi kanlı at nalı yengeçleri, Kayıp Balık Nemo’daki palyaço balıkları ve dorileri, yaptıkları gövde gösterisi ile öpüşen iki balığı andıran “öpüşen gouramileri”,  tehlikeli türlerden olan ve dikenlerindeki zehir ile köpek balığını bile öldürebilen aslan balıkları,  zehirli inek balıkları, Köpekbalığı Hikayesi filminden, Sünger Bob çizgi filminden hatırlayacakları kendisini tehlikede hissedince düşmanını ürkütmek için balon gibi şişen balon balıklarını, mürenleri, leopar desenli vatozları, boyu 3 metre ve dili 1 metre uzunluğa ulaşan, dili yerliler tarafından zımpara olarak kullanılan Arapayma balığını, denizatı, deniz yıldızı, Mata Mata (Ben Öldürürüm Ben Öldürürüm) kaplumbağalarını, hatta Amazonlar’dan gelen dev tatlı su balıkları gibi dünyanın dört bir yanındaki deniz ve okyanuslardan getirilen en özel ve en egzotik deniz canlısı türlerini bir arada da görme fırsatını yakalayacaklar.
8 bin metre karelik bir alana kurulu akvaryumun içinden geçen 80 metre uzunluğundaki Avrupa’nın en uzun akrilik sualtı tüneli sayesinde, sanki balıklarla yüzüyormuş gibi bir gezinti imkânı sunan Turkuazoo’da ziyaretçiler 270 derecelik su altı görüş açısına sahip panoramik gözlem salonu ile deniz canlılarını daha yakından izleme fırsatı yakalıyor.
Çocuklar kendileri için hazırlanan özel etkinliklerle eğlenirken yetişkinler ise köpekbalıklarıyla dalış yapmanın heyecanını yaşayacak. Dalış tutkunları, dalıcılar için vazgeçilmez bir adres haline gelen dünyanın ilk ve tek PADI sertifikalı akvaryum dalış merkezi Turkuazoo sayesinde artık, dalış yapmak için uzaklara gitmeye gerek duymadan, dalış destinasyonuna gitmek için günler harcamadan ve yüksek maliyetleri düşünmek zorunda olmadan dalış aktivitesini gerçekleştirebiliyorlar.
Turkuazoo Akvaryum
Kocatepe Mah. Paşa Caddesi Bayrampaşa – İstanbul / Türkiye
İstanbul Sualtı Dünyası Tic. A.Ş. Forum İstanbul
Turkuazoo Bilgi Hattı: 0212 640 27 40   Turkuazoo İletişim Hattı: 0212 640 20 15

Her şey beOrganik Bebek Oyuncakları Herkese Hediye'debeğiniz için…


 
9 ay 10 günlük bir bekleyiş ve sabrın sonunda aldınız mucizenizi kucağınıza… Onu koruyup kollamak için gecenizi gündüzünüze kattınız, onun için her şeyin en iyisini ve en sağlıklısını istediniz. Ona uygun kıyafetler, onun için en eğitici oyuncaklar aradınız hep… Sürekli eli ağzında olmasından, her bulduğu oyuncağı ağzına götürmesinden tedirgin oldunuz. Peki, bebeğinizin etrafında, gönül rahatlığıyla bulundurabileceğiniz ve  %100 organik olan oyuncakların olmasını istemez misiniz?

Herkese Hediye, en sağlıklı oyuncakları mucizeniz için sunuyor. Hayvanlar aleminin en hızlı hayvanı tavşandan, göz kamaştıran kelebeğe, en güçlü hafızaya sahip filden, gülümseyen yüzüyle şirin mi şirin kuzuya kadar pek çok oyuncak çeşidini bir arada sunan herkese hediye, bebeğiniz için sağlıklı bir ortam yaratıyor.
%100 sertifikalı organik ürünlerden üretilen oyuncaklar, tercihe göre çıngıraklı sistemleriyle bebeğin görme, dokunma ve işitme duyularının gelişmesine yardımcı oluyor. Hem eğitici hem de eğlendirici bir yapıya sahip olan oyuncaklar bebeğinizin neşesine neşe katıyor.
Bebekler için organik ürün kullanımının çok önemli olduğunu söyleyen Herkese Hediye Firma Yöneticisi Neslihan Özkan,” Anne ve babaların tedirginliklerini ve hassasiyetlerini iyi biliyoruz. Çünkü herkes bebeği için en iyi olanı ister. Biz de bu yüzden onlar için en sağlıklı oyuncak ve kıyafetleri bir arada sunuyoruz.” dedi.

Yabancı dil en iyi doğal ortamda öğrenilir.



Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Avrupa Koleji Okulları Bilim Kurulu Üyesi Dr. Kamile Hamiloğlu, yabancı dil eğitimindeki önemli noktalara dikkat çekerek, “Yabancı dil eğitimine erken yaşta , doğal ya da doğala yakın ortamlarda başlanmalıdır” dedi.

Yabancı dilin çok önemli olduğu günümüz dünyasında eğitim kurumları bu konuya büyük önem veriyor. Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Avrupa Koleji Okulları Bilim Kurulu Üyesi Dr Kamile Hamiloğlu, yabancı dilin ‘öğrenilmesi’ yerine ‘edinilmesi’ gerektiğini belirterek yabancı dil “öğrenimi” demek yerine, doğallığı, gerçekliği ve sürekliliği ifade eden “edinimi” sözcüğünü tercih etmeğe çalışıyoruz. Eğer bir dili, yapay bir sosyal ortamda ve herhangi bir disiplin gibi çalışarak kazanıyorsanız “öğrenmek”; daha doğal bir sosyal ortamda ve biçimde ve de pek farkında olmadan kazanıyorsanız “edinmek” anlamına gelir” dedi. Bunu sağlamak için sınıf ortamında bile bir yabancı dilin kullanılabileceği doğala yakın ortamlar yaratmanın, o dilin edinimine katkıda bulunacağını ifade eden Dr. Hamiloğlu, yabancı dil eğitiminin mümkün olan en erken yaşta başlamasının önemli katkı sağlayacağını söyledi. Bunu yaparken, anadilini de öğrenme sürecindeki çocuğun o sürecini zedelemeden, dikkatle izlemek gerektiğini ve çocukların anadilleri dahil aynı anda birkaç dil daha edinebilmeye biyolojik olarak programlı olduklarını belirtti.

BİRDEN FAZLA DİL ÖĞRENİLİR
Hamiloğlu, ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte, kendilerinin ya da çevrelerinin anadili olmayan bir yabancı dil ile iletişim kurmaya çalışarak onlara bu dili öğretmesinin pek mümkün olamayacağını belirtti. Bunun nedenini ise şöyle açıkladı: “Örneğin bir Türk ebeveyn çiftin, Türkiye’de yaşarken, kendilerinin de yabancı dil olarak bildikleri İngilizce ile çocuklarıyla İngilizce konuşmaya çalışmaları çoğu kez başarısızlıkla sonuçlanır. Çünkü çocuk ev içinde ve dışında (televizyon, akrabalar, arkadaşlar vb) her an anadili ile karşılaşmakta ve çevresindeki doğal dilin o dil olduğunu fark etmektedir. Bu nedenle, ana babasının yapay bir dilde konuşmaya çalıştığını, yani o dilin onların kendi dili olmadığını kolaylıkla fark edebilir ve o dilde onlara karşılık vermeyi reddeder. Çünkü çocuk öncelikle, ebeveynleri ile gerçek ve anlam boşluğu olmayan bir iletişim içinde olmak ister. Kısacası, çocukların, dillerin yapay veya doğal bir biçimde kullanılıp kullanılmadığını gayet rahatlıkla anlayabilme yetenekleri vardır. Ancak okulda aldığı yabancı dilin, yabancı bir dil olduğunu fark eder ve o eğitime olumlu karşılık verir. Bir çocuk, o dilin anadil olarak konuşulmadığı bir ülke de bile uygun ortamda ve yöntemle birden fazla dil edinebilir. Çocuk beyni zaten dil(leri) karıştırmadan edinmeye programlıdır, yeter ki biz dışarıdan yanlış müdahale edip bu programları karıştırmayalım.”.

Dr. Hamiloğlu, yabancı dilin özellikle ergenlik dönemine kadar daha kolay edinildiğini belirtti.

ÇOCUKLA EMPATİ KURUN
Dr. Hamiloğlu anne babanın yabancı dil öğrenen çocukla empati kurması gerektiğini de belirterek şu örnekleri verdi: “Daha okuldan yenice gelmiş, dinlenmemiş, günün yorgunluğu içindeki çocuğa, “Bugün İngilizce dersinde neler öğrendin, anlat bakalım” demek işten gelen bir ebeveyne,” Bugün işyerinde neler oldu? Hepsini anlat bakalım” demekle eşdeğerdir. Empati kurabilen bir ebeveyn, bu duyguyu tahmin edebilir ve soru biçimini değiştirebilir. Onun yerine, çocuğun önce sıcak evinde dinlenmesini, rahatlamasını, daha sonra da sohbet esnasında kendinin gün içinde neler yaptığını dolaylı olarak anlatıp, “Umarım sen de güzel bir gün geçirmişsindir” diyerek sohbet konusu açabilir. Çok klasik bir örnek ama, tanıdıkların yanında, “Haydi canım, İngilizce konuş duysunlar” ya da yabancı misafirlerin yanında “Haydi İngilizce konuş da bir duyalım” demek, doktor bir babaya “Haydi bir ameliyat yap da görsün herkes” demekle eşdeğerdir, ve çocukla aradaki empatiyi yok ettiği gibi, sürekli sınanma duygusu çocuğu yıpratır, o dile karşı antipati geliştirmesine yol açar.”

KUTU

DİL EDİNİMİNİ NELER ETKİLER
Dr. Kamile Hamiloğlu çocuğun dil öğrenmesini etkileyen faktörleri şöyle sıraladı: “Bir insan, yabancı dil edinirken onu yaşı, kişiliği, öğrenme biçimleri, motivasyon düzeyi ve en önemlisi edinimsel eğilimi (aptitude) etkiler. “Edinimsel eğilim” dediğim şey-aslında çevirisini zorlukla yaptığımız ve Türkçe de karşılık bulamadığımız bir terim- her insanda farklılık gösteren; yetenek, eğilim ve kapasite karışımı; doğuştan geldiği varsayılan bir durumdur. “O çok kolay yabancı dil öğrenir” diye tanımladığımız bir çok insanın edinimsel eğilimi yüksektir. Ya da “Ne yapsam öğrenemiyorum, dile kabiliyetim hiç yok” diyen bir çok insanın edinimsel eğilimi düşüktür. Erken yaşta dil eğitimine başladığı halde, çekingen kişilikli, motivasyonu düşük, edinimsel eğilimi düşük bir çocuk, o dili diğerlerine göre daha yavaş edinebilir veya kullanabilir.”