24 Temmuz 2012 Salı

Şeker Çocuklar’ Balerin Oluyor




Aygaz’ın desteğiyle İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü ve İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı ile Çocuk ve Adolesan Diyabetikler Derneği tarafından düzenlenen Diyabetik Çocuklar Kampı, Türkiye’nin şeker çocuklarını 20. kez bir araya getiriyor. Aygaz’ın sekiz yıldır destek verdiği proje, 23- 28 Temmuz 2012 tarihlerinde gerçekleşiyor. 20 yılda 1500 “şeker çocuğu” konuk eden kampın bu yılki sürprizi ise çocukların sergileyeceği bale gösterisi olacak.  

İstanbul, 24 Temmuz 2012 - Aygaz’ın desteğiyle Çocuk ve Adolesan Diyabetikler Derneği ve İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü tarafından düzenlenen Diyabetik Çocuklar Kampı, Türkiye’nin “şeker çocuklarını” bir kez daha bir araya getiriyor. 8-18 yaş arasındaki diyabetik çocuklara yaşamlarını kolaylaştırıcı bilgiler vermek amacıyla 20 yıldır düzenlenen, Aygaz’ın sekiz yıldır destek verdiği kamp, Türkiye’nin dört bir yanından çocukları ağırlıyor.  
Tüm çalışanlarının gönüllülerden oluştuğu kampta her yıl, çocuk diyabeti konusunda uzman profesör, doçent, doktor, hemşire, diyet uzmanı, psikolog, psikiyatrist ve spor eğitmenleri, “şeker çocukların” yaşamlarını kendilerine yetebilen mutlu bireyler olarak sürdürmeleri için eğitimler veriyor.  Her yıl sürpriz etkinliklerle desteklenen eğitimler çocukların eğlenirken, öğrenmesini amaçlıyor.
Şeker çocuklar dans öğrenecek
Bu çerçevede, ‘Diyabetik Çocuklar Kampı’nın bu yılki sürpriz etkinliği, çocukların 5 günlük eğitim sonunda düzenleyecekleri bale gösterisi olarak belirlendi. Daha önceki yıllarda “havacılık, tiyatro ve ralli eğitimi” alan “şeker çocuklara”, bu yıl Mavi Dans bale okulundan dört eğitmen tarafından bale ve modern dans eğitimi verilecek. Mavidans Bale ve Dans Kursu'nu kuran Ayda Zorlu’nun eğitmenliğinde kendi tercihlerine ve gönüllülüklerine göre iki gruba ayrılacak çocuklar, aldıkları beş günlük dans ve bale eğitimin ardından küçük bir koreografi sergileyecek.
Çocuklar hem arkadaşlığı, hem de diyabeti öğreniyor
Kampta çocuklara hipo ve hiperglisemi nedenleri, klinik bulguları, alınacak önlemler, kan ve idrarda glikoz keton bakılması, insülin tipleri, etki özellikleri, enjeksiyon teknikleri, spor ve egzersiz yapma alışkanlığı, diyabette beslenme özellikleri ve düzeni, diyabetin komplikasyonları anlatılıyor. Diyabette takip kriterleri ve izlemenin önemi konusunda uygulamalı ve teorik bilgilendirmeler yapılıyor. Çocuklar bir yandan yoğun bir şekilde bilgileri alırken bir yandan da yeni arkadaşlıklar geliştiriyor. Daha önceki senelerde kampa katılanlar artık ‘ağabey’ ve ‘abla’ olarak katılabiliyor.
Kampın 20 yıllık müdürü, İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Çocuk Sağlığı Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Rüveyde Bundak. Bundak, bu tarz kampların çocukların psikososyal gelişimlerinin yanı sıra diyabetli olarak yaşam konusundaki bilgi eksikliklerini de giderdiğini belirtiyor: “Kamplarda edindikleri bilgiler ve arkadaşlıklar, diyabetik çocuklara yarınlara daha umutla bakmaları için büyük bir güç veriyor.” Finansmanın kampın en büyük ihtiyacı olduğunu vurgulayan Bundak, Aygaz sayesinde hareket özgürlüğü kazandıklarına değiniyor ve Türkiye’deki diğer kuruluşların da Aygaz’ı örnek almasını diliyor. Bu tip kampların koruyucu hekimlik çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini belirten Bundak, şirketlerin sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmelerinin ülkenin geleceğine ve ekonomisine bir yatırım olduğunu ifade ediyor.
20 yılda pek çok sağlık kampına örnek oldu
20 yıldır aynı uzman ekibin görev yaptığı ve herkesin gönüllü olarak çalıştığı kampta çocuk diyabetinde uzman üç profesör, bir uzman doktor, iki asistan doktor, dört hemşire, üç diyet uzmanı, bir psikolog, bir psikiyatrist ve iki spor eğitmeni bulunuyor.
Birçok sağlık kampı için örnek teşkil eden Diyabetik Çocuklar Kampı, 20 yılda toplam 1500 çocuğu konuk etti. Kampa Antalya, Diyarbakır, Edirne ve ülkemizin başka şehirlerinden ve Azerbaycan’dan katılan doktor, hemşire ve diyetisyenler kendi ülkelerinde ve bölgelerinde de benzer kamplar kurdu.
Sekiz yıldır projeye destek veren Aygaz, Türkiye’nin en eski sağlık kamplarından biri olan Diyabetik Çocuklar Kampı’nın bir parçası olmaktan büyük mutluluk duyulduğunu bildirdi. Sosyal sorumluluk çalışmalarında aile ve eğitim konusuna büyük önem veren Aygaz’ın bundan sonraki senelerde de proje ile ilgili çalışmaları devam edecek.

Çocuklar için eğlence ve bilim bir arada



Bilim Merkezi’nde eğlenceli Yaz Bilim Okulu devam ediyor...


Şehrin merkezi Fulya’da çocukların en sevdiği Bilim Merkezi’nin ‘Yaz Bilim Okulu’ etkinlikleri eğlenceli ve öğretici programlarla devam ediyor. Yaşları 7 ila 13 arasındaki çocukların katıldığı Yaz Bilim Okulu programında çocuklar hem eğleniyor, hem iyi vakit geçiriyor hem de bilimin temel ilkelerini öğreniyor. Anne – babalara büyük bir kolaylık sağlayan Yaz Bilim Okulu’na kayıtlar haftalık olarak kabul ediliyor.

Bilim deneyleri, sanat atölyeleri

Bilim Merkezi’nin eğlenceli programı sabah saat 10.00’da başlıyor ve çeşitli aktiviteler, deneylerle saat 17.00’a kadar devam ediyor. Çocuklar gün boyu çocuklar bilim ve sanat alanında pek çok uygulamalı atölye ve geziye katılıyorlar.

Bilim Merkezi Yaz Bilim Okulu’nda eğitmenler tarafından bilim & drama, nano teknoloji, uzay, enerji, kimya, bilim-illüzyon, elektrik, denizlerde yaşam, doğa, biyoloji, ekoloji, tarih, origami, kil, karikatür, dinozor, fosil ve küresel ısınma gibi pek çok atölye düzenleniyor. Ayrıca Acıbadem Fulya Hastanesi’nin desteğiyle sağlık atölyesi; Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri ile de ilkyardım atölyesi uygulanıyor.

Müze gezileri de var

Ayrıca atölye çalışmalarını desteklemeye yönelik Topkapı Sarayı, Arkeoloji Müzesi, İstanbul Modern, Atatürk Arboretumu, Rahmi Koç Müzesi Keşif Küresi gibi pek çok gezi de zengin program içeriğinde yer alıyor. Atölye saatleri arasında da Deprem & Yangın Afete Hazırlık Eğitimi, belgesel ve film gösterimleri, deney gösterileri, zeka oyunları, tiyatro gösterileri gibi etkinliklere yer veriliyor.

Çocukların ilgi alanını keşfedin

Öğrencilerin birçok farklı alanda etkinlik gösterebilmesine olanak sağlayan Bilim Okulu eğitimi sonrasında, öğrencilerin ilgi alanlarını keşfetmeye yardımcı olabilmek adına anne-babalar, çocuklarının ilgi ve beceri durumu ile ilgili bilgi veriliyor.

Bilim Okulu hakkında:
Türkiye Bilim Merkezleri Vakfı tarafından 2004 senesinden beri yaz tatili ve sömestr dönemlerinde düzenlenmektedir. Katılımcı öğrencilere bilimi, sanatsal aktiviteler aracılığıyla sevdirmek ve bilimsel düşünceyi aşılamak amaçlanmaktadır. Öğrenciler,sunulan farklı atölye seçeneklerinden kendilerinin ilgi ve becerilerine yönelik olanları keşfedebilmekte ve bilimin eğlenceli yüzünü tanıma şansı elde edebilmektedirler. Öğrenciler, birçok bilim dalı hakkında bilgilenmekle birlikte, bilimsel gelişmeleri takip etmeleri için teşvik de edilmektedirler.

13 Temmuz 2012 Cuma

ftar sofralarınızda, sağlığı, lezzeti ve şıklığı kırmızı-siyah pirinçle taşıyın




 Geleneksel Türk mutfağının vazgeçilmez tamamlayıcısı pilavı ‘kırmızı pirinç’le denediniz mi? Sezon pirinç tarafından ithal edilen Uzakdoğu menşeili kırmızı ve siyah pirinç, tokluk hissi yaratmakla kalmıyor, terleme yoluyla kaybettiğiniz magnezyum ve mineral ihtiyacını karşılayarak, uzun ve sıcak geçen Ramazan günlerinizde enerji kaybını önlüyor. Kalp ve sinir sisteminizi koruyor



Bu yıl Ramazan, yazın en sıcak ve kavurucu günlerine denk geldi. Hava sıcaklığının gölgede kimi zaman 40 dereceyi bulduğu şu günlerde uzmanlar ter yoluyla kaybedilen su ve mineral dengesinin korunmasının hayati önem taşıdığını dile getiriyor. Uzun ve sıcak günlerde özellikle oruç tutanların, iftar ve sahur menülerini hazırlarken çok daha özenli davranması gerekiyor. Dostlarla ve aile yakınlarıyla paylaşılan iftar ve sahur masaları hem lezzetli olmalı, hem doyurucu. Ancak bütün bunlar yeterli değil, yağ, protein, karbonhidrat dengesine dikkat etmeli, uzun süre tok tutacak yiyeceklerin, enerji kaybı yaratmamasına ve mineral dengemizin korunmasına yardımcı olmasını da özen göstermeliyiz.

Mineral kaynağı!
Sezon Pirinç tarafından ithal edilen Uzakdoğu menşeili kırmızı ve siyah pirinç, farklı tadları sofralarımızla buluşturmakla kalmıyor, sevimli görüntüleriyle tabaklarımızı renklendiriyor, içerdikleri zengin minerallerle sağlığımızı koruyor. 

Magnezyum, demir ve selenyum içeriyor!
Siyah ve kırmızı pirincin aromasının beyaz pirince göre farklı, mineral değerinin ise çok daha yüksek olduğunu vurgulayan Sezon Pirinç Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan “Siyah ve kırmızı pirinç, Türkiye’de yetişmeyen iki ürün.  Bu iki ürün de gerek kokuları, gerek tadları, gerekse farklı pişirme biçimleriyle bu yıl Ramazan sofralarınızı unutulmaz kılmaya aday. Ancak çok daha önemli bir özellikleri daha var: Vücudumuzun ter yoluyla kaybettiği magnezyum, demir ve selenyum gibi çok önemli mineralleri açısından bu iki ürün oldukça zengin.  Sıcak ve uzun geçen Ramazan günlerinde tokluk veren, ancak lezzetli ve sağlıklı yiyecekler tüketmek istiyorsanız bu iki ürünü sofralarınızdan eksik etmemelisiniz.” dedi.  

Mineraller ne işe yarar?
Mineraller, vitaminler ile birlikte çalışarak vitaminlerin ve diğer besin maddelerinin etkin bir şekilde kullanılmasını sağlar. Kalp sağlığı, vücuttaki su dengesinin korunması, kas fonksiyonları, sinir sistemi sağlığı gibi pek çok hayati fonksiyonda görev alan minerallerin düzenli olarak alınması gerekir. Vücudun mineral ihtiyacı hamilelik ve emzirme döneminde, büyüme ve gelişme çağındaki çocuklarda ve sporcularda daha fazladır. Başlıca mineraller arasında, demir, magnezyum ve selenyumu sayılabilir.
Sezon Pirinç Gurme Direktörü Esra Erdoğan’dan sofralarınızı unutulmaz kılacak kırmızı pirinçle hazırlanmış çok özel bir tarif:


Sezon-Bademli ve Portakallı Kırmızı Pirinç Pilavı
Malzemeler
(4 kişilik)
·        1 su bardağı Sezon kırmızı pirinç
·        3 yemek kaşığı badem (kabukları suda bekletilip soyulmuş ya da beyaz badem)
·        1 su bardağı portakal suyu
·        2.5 su bardağı kırmızı pirinç suyu
·        2 yemek kaşığı zeytinyağı
·        Kırmızı pirinci 1 saat en az 5 su bardağı sıcak suda bekleterek haşlayın ve bu sudan 2.5 su bardağı pirinç suyu ayırın.

Hazırlanışı
·        Bademleri zeytinyağında iyice kızarana kadar kavurun.
·        Haşlanmış pirinci süzün ve bademlerin içine atarak 7-8 dakika kavurmaya devam edin.
·        Portakal suyunu ve pirinç suyunu birlikte kaynatın ve kavrulmuş pirinçli bademli karışıma ekleyin.
·        Yaklaşık 10 dakika harlı ateşte pişirdikten sonra en kısık ateşte 30 dakika daha pişirin.
·        Üzerine temiz bir mutfak havlusu örterek dinlendirmeye bırakın. Afiyet olsun!