Çocuğunuz üç yaşına girdiğinde harikulade bir şey olur. O
sizin her zaman hayal ettiğiniz bir evlat haline gelir. Çünkü bedeni daha
işbirlikçi ve muktedirdir, güven verir ve genellikle kendini daha rahat
hisseder. Ara sıra bazı aksilikleri olabilir, fakat çoğunlukla üç yaşındaki
çocuğunuz arkadaş canlısı, konuşkan ve tamamen yardım severdir. Her şeyi görmek
ve yapmak isterler.
DİL YETENEKLERİ
Çocuğunuz, üç yaşında, en azından 300 kelime konuşma
haznesine sahiptir. Kazandığı kelimelerle 6 kelimelik cümleler kurabilir. Bazı
üç yaşındakiler, bir fiilden daha fazlasını kapsayan cümleler kullanacaklardır.
“Ben süt isterim” yerine, “Ben senin içtiğin sütü isterim” cümlesini
duyabilirsiniz. Zamirleri kullanmaya devam edecektir. "Fakat" “ben”
“bana” “benimki” “sen” gibi kavramları hala karıştırırsa şaşırmayın. Bu dönemin
sonuna doğru, çocuğunuzun konuşması yabancılar tarafından anlaşılacak kadar
nettir. Fakat, tam doğru telaffuzlar beklemeyin.
Gerçekten Altuğ daolann gelişme süper. Özellikle son bir haftadaır çenesi bir açıldı. Sürekli konuşuyor. kelimeleir söylerken sıkınmtısı da yok. Kocaman yerine komacan, yapalım yerine yapalı gibi şeyleri saymazsak net konuşuyor.:))
SOSYAL YETENEKLER
Çocuğunuz, akranlarıyla daha direkt olarak iletişim kurmaya
başlar. Oyunları genellikle grup fantezileri şeklini alır. İmgelerini ve ev
aletlerini destek olarak kullanarak daha ayrıntılı sahneler sergilemeye
başlar.Üç yaşında, önceki yılda olduğundan daha az bencildir. Başkalarının
duygularını anlama ve kendini onların yerine koyma yeteneği geliştikçe, daha
işbirliği gerektiren oyunlara iştirak ettiğini göreceksiniz. Küçük gruplarda,
oyuncaklarını paylaşması ve sırasını beklemesi umulur. Ama bu yılın ilk
yarısında, hala onu bu tarz grup çalışmalarına teşvik etmeye ihtiyaç
duyabilirsiniz.
Oyun arkadaşları arasında çekişme olduğunda, çocuğunuz bazen
-fakat her zaman değil- yetişkinlerin müdahalesi olmadan bir çözüm
bulabilir.Çocuğunuz kendi cinsel kimliğini tanımaya başlayabilir. Evcilik
oynarken, örneğin kız çocukları anne rolüne, erkek çocukları baba rolüne
girmeye meylederler. Gelişen cinsel farkındalığa rağmen, kız ve erkek çocukları
bu yaşta da birlikte oyun oynayabilirler.
Biraz daha paylaşımcı olduğunu söyleyebilirim. Özellikle anaokula başladıktan sonra arkadaş kavramını çok iyi biliyor. Sevdikleri ve sevmedikleri belli. Öğretmenin bir ototrite olduğunu, okulda kurallar olduğunu farkında. cinsel kimliğini karkında ama sanırım tam net değil:))
DUYGUSAL GELİŞİM
Şimdiye kadar çocuğunuzun ayrılma kaygısı muhtemelen
azalmıştır. Fakat, okul öncesi bir kuruma ilk gittiğinde, gözyaşlarının
görülmeyeceği anlamına gelmez. Yeni bir ortama ayak uydururken, korkuyla tepki
vermek yetişkinler için olduğu kadar çocuklar için de normaldir.
Çocuğunuzun canlı fantezi hayatı onu, bir çok yeni ve
alışılmamış hedefe taşır. Bu aynı zamanda onun geniş çeşitlilikteki duyguları
kabul etmesine yardımcı olacaktır; sevgi ve bağlılıktan öfke, hayal kırıklığı,
isyan ve korkuya geçebilir.
Görünmeyen oyun arkadaşları icat edebilir. Bu birliktelik,
özel biriyle ya da günden güne değişiklik gösteren hayali hayvan arkadaşlarla
olabilir. Gerçek yaşamla bağlantı kurarak oyun oynamada, arkadaşlıkları, en çok
sevdiği doldurulmuş bir hayvan ya da oyuncak bir bebekle oynayarak, ilerlemeye
devam eder. Hayali arkadaşlar çocuğun farklı aktiviteler, davranışlar, duygular
ve diyaloglar deneyimlemesine yardımcı olur.
Okul öncesi çocuğunuz gerçek yaşam ile hayali oyun arasında
devamlı gidip gelir. Bazı günler, ona “Efendim” diye hitap edilmesinde ısrar
edebilir. Diğer günler onu ismiyle çağırmanızı tercih edebilir.
Okul hayatına alıştı. Alışma dönemimiz kısa sürdü. Fakat hastalandıkça annane de kaldığı günlerin ardında okula gitmek istemediği sancılı anlar yaşadık. Özeelelikle bana daha fazla kapris yapan oğlum okul kapısına geldiğinde babasıyla giderken ağlamayı kesip, okula gidiyor. Ama hasta olmadığı dönemde okulla ilgili bir sıkıntımız yok. Okulda şarkı söylediklerinde, yada öğretmenlerinin dediklerini yaptıklarında yıldız alıyorlar.Altuğ bir gün yıldız almadığını söyledi. Üstünde pek durmadım. Tekrar tekrar sorduğumda sınıfta şarkı söylemediğini öğrendim. Altuğ bilmediğinden dolayı şarkı söylemedi, ama bunu ifade edemediği için de üzülmüş. Evde birazcık çalışarak Ali Babanın Çiftliği şarkısını öğrendi. Bir daha ki müzik dersinde şarkısını söyleyerek yıldızını aldı. O yıldızlar o kadar önemli ki onun için. Şimdi bu gibi sıkıntılarını hemen takip edip, eksikliklerini tamamlamaya çalışıyorum..
Şu sıaralarda winnie'si var küçük bir tane. Evde arkadaşı ilan etti. Onu uyutuyor, yemek yediriyor, kendisi emzik kullanıt-rken ona da emzik veriyor. ÇOk komik haldeyiz:))
FİZİKSEL DEĞİŞİKLİKLER
Bazı okul öncesi çocuklar, kilodan çok boya giderler, bu
onların zayıf ve uzun boylu görünmesine sebep olur. Fakat, yavaş yavaş kas
gelişimi arttıkça çocuğunuzun kalıbı dolacaktır. Gelecek yıl boyunca, üç yaş
çocuğu ortalama 8,5 cm uzar ve 2,5 kilo alır.
Kafatası uzunluğu da artacaktır, fakat yavaşça. Bu arada alt
çene daha belirgin olarak gelişirken, üst çene geçici dişleri yerleştirecek
şekilde genişlemeye başlayacaktır.
Koşma, zıplama, yürüme ve hızlı bir şekilde tırmanmalar,
şimdi ikinci doğası olacaktır. Ayak parmağının ucunda ya da bir ayağının
üzerinde dengede durmak gibi diğer fiziksel başarılar hala bir çocuğun tam konsantrasyonunu
gerektirir.
Parmak ve el hareketleri de daha net olacaktır. Renkli bir
kalemi daha bir yetişkin gibi kavramaya başlayacak-- baş parmak bir tarafta,
diğer parmaklar diğer tarafta. Dört yaşa doğru, muhtemelen bir kare ya da daire
çizebilecektir, iki ya da dört vücut parçası olan bir insan çizebilecek ve
nerdeyse hemen hemen doğru bir şekilde makası kontrol edebilecektir.
Gerçekten son günlerde fiziksel olarak değişiklikler Altuğ Da da görülüyor. Bebeklikten çocukluğa terfi ettiğini görebiliyoruz, babasıyla..
Kalem tutuyor Altuğ.. Kırmızı , mavi, pembe, yeşi,l, sarı renklerini biliyor.10 A kadar neredeyse sayıyor. Benim bildiğim şarkı biliyor: Ama annaensine 2 farklı şarkı da söylemiş..Daire ve düz çizgi, birazcık da kalp yapabiliyor. Boyama kitaplarından hoşlanmıyor. Sınırların içini boyamaktansa kafasına göre takıolmayı seviyor.
ÜSTESİNDEN GELİNMESİ GEREKEN ZORLUKLAR
Kabaca 20 okul öncesi çocuktan birinde, kekemelik ortaya
çıkar. Erkek çocuklar, kız çocuklarından daha hassastırlar. Bu durumun ortaya
çıkması, kaygılı, yorgun, hasta ya da aşırı heyecanlı olduğu zamanlardadır.
Ebeveyn olarak en iyi yaklaşım, sorunu önemsememektir.
O konuşurken dinleyin, fakat hatalarını belirtmeyin. Bu
esnada, ona, kendinizin ve ev halkının konuşmalarını yavaşlatarak yardımcı
olabilirsiniz. Eğer problem ciddiyse, çocuk doktorunuz konuşma terapisini
tavsiye edebilir.
Altuğ Da bu tip bir sorun yok.. İnşallah da olmaz ..Ama dikkatli olacağım, gerekirse hemen müdahale etmek için.
Üç yaşındaki çocuğunuz, hala kızgınlık ve saldırganlığını
kontrol etmeyi öğrenmektedir. Ebeveynleri tepki verecekleri noktaya kadar test
etmek, davranışlarından hangilerinin kabul edilemez olduğunu öğrenmenin bir
yoludur. Sonuç olarak, o önceki yıllara benzer şekilde sinir nöbetleri
geçirmeye devam edebilir. Eğer bu tarz davranışları ödüllendirmemek konusunda
tutarlıysanız, bu nöbetlerin çaba göstermeye değecek önemde olmadığı sonucunu
çıkarabilirler.
Evet; bu aralarda kızgın olduğunda verdiği tepkiyi ilk gördüğümde gerçekten şaşırdım. O ne kadar sinirliyse ben o an olabildiğince sakin davranıp, konuşarak şimdilik üstesinden geliyoruz.
Birçok aile, üç yaş dolaylarındaki çocuklarına mesafe
koymayı tercih ederler. Eğer evin içinde yeni bir bebek varsa, üç yaşındaki
çocuğunuz bu fikre alışmak için biraz zamana ihtiyaç duyacaktır. Adapte
oluncaya kadar, bazı davranışsal bozukluklar bekleyebilirsiniz, bunlar önceki
dönemlere geri dönme (özellikle tuvalet eğitimi alanında), gücenme, uykusunda
yürüme, artmış huysuzluk nöbetleri ve genel bir olumsuzluktur. Bu problemleri
onunla yeteri kadar baş başa zaman geçirerek ve onun kıskançlık duygularını
ifade etmesine müsaade ederek azaltabilirsiniz. Eğer onu yeni doğan bebeğin
bakımıyla ilgilenmeye cesaretlendirirseniz, yerinden edilmişlik duygusunu da daha
az hissedebilir.
NASIL YARDIM EDİLİR ?
Okul öncesi, çocuklara yapıştırma, kesme ve sayma gibi yeni
yeteneklerin ortaya çıkma fırsatını vermekle birlikte, temel amacı
sosyalleşmedir. Bir çok ebeveyn bunu çocuğun akademik durumunun başlangıcı gibi
sayarak bu durumda onları daha fazla zorlamaya iterler. Üç yaşındaki
çocuğunuzun en iyi öğrenme yolu oyun, gözlem ve konuşma iledir. İleriki yıllara
ait öğrenme materyallerinden uzak tutun. Çocuğunuz, eğitimle ilgili alanlara
zorlanırsa, ilerde okula karşı bir kaçınma yaşayabilir.
Çocuklar, özellikle küçük çocuklar, düzenli bir iş planına
ihtiyaç duyabilirler. Çocuğunuz ne zaman oyun oynayabileceğini, ne zaman yemek
yiyebileceğini ve ne zaman yatağa girmesi gerektiğini bilirse, daha rahat
davranabilir. Yeni bir maceraya başlamadan önce, bu ister okulun ilk günü olsun
ya da yeni bir arkadaşının evinde oyun için toplanma olsun, ona zamanından önce
ne beklemesi gerektiğini belirtin. Bu yaklaşım, yeni durumları daha az göz
korkutucu hale getirir.
Bu düzen durumu bebeklikten beri devamlı söylediğim ve dikkat etmeye çalıştığım bir durum. Gerçekten ne yapacağını bilmek Altuğ'yu rahatlatıyor.Büyüdükçe biraz daha zor geldi bana bu durum.. Karşısında kararlı ve net olduğunuzda kolay da ben bu konuda sorunluyum sanırım. Ama babamız bu konuda çok başarılı!
Üç yaşındaki okul öncesi çocuğunuz bağımsızlığından gurur
duyar. Kendi başına kararlar vermek isteyecektir. Söylediklerini işitin ve
fikirlerine değer verdiğinizi gösterin. Mümkün oldukça ona seçimde bulunması
için izin verin. Yanlış kararlarda bulunmasını, alternatifleri daraltarak
engelleyebilirsiniz. Diğer bir deyişle menüdeki her maddeyi ona okumayın. Bunun
yerine, kızarmış peynir mi yoksa tavuk parçaları mı tercih edeceğini sorun.
Altuğ da diğer çocuklar gibi yapacakları davranış veya hareket konusunda kendisi karar vermeyi çok seviyor. Ben de iki tercih hakkı verip, kendinin karar vermesine çalışıyorum. Böyle olunca Altuğ'unun kendisiyle gurur duymasından çok ama çok mutlu oluyorum..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder